Tsubasa ve arkadaşları 2002 Dünya Kupası'nda
© [unknown]
Futbol

Tsubasa ve Arkadaşları Büyüyünce…

Kaptan Tsubasa'yı izleyip sokağa çıkanlar şimdi Red Bull Winning5'a katılıyor. Peki kahramanlarımız?
Yazar: Uğur Karakullukçu
5 dakikalık okuma itibarıyla yayında
Sokak futbolu hepimizin hayatında yer edinmiş bir sosyalleşme aracıydı, hatta o dönem daha bile fazlasıydı. Kendini ispat ettiğin yerdi. Topa en iyi kim vurur, en iyi çalımı kim atar, en güzel kurtarışları kim yapar? Sokakta yapmaya çalıştığımız envai çeşit çalım ve gol vuruşu için doksanlarda çocuk olan bizim kuşağa ilham vermiş en önemli televizyon yapımı ise şüphesiz ki Kaptan Tsubasa’ydı. Bugün dünya futbolu için Lionel Messi neyse, bizler için Tsubasa Ozora oydu. Hatta tam tersi, bizler için Messi, Tsubasa’dan izler taşıyan gerçek hayattaki bir benzeri gibi…
Bugünlerde Red Bull Winning5 turnuvasının da eli kulağındayken Tsubasa karakterlerini analım istiyoruz. Türkiye’de yayınlanmayan bölümlerinde Tsubasa ne yaptı? Messi neden Tsubasa’ya benziyor? Hyuga hangi ligde efsane oldu? Wakabayashi hangi direkten uzak köşeye sıçrıyor? Serinin ilerleyen yıllarında bu kült karakterlerin neler yaşadıklarına dair bir yolculuğa çıkalım.
Yazının bundan sonrası ağır derecede ‘spoiler’ içerir, aynı şekilde Tsubasa izleyerek büyümüş her çocuğu gülümsetecek detayları da…
El Clasico'da Tsubasa-Natureza rekabeti

El Clasico'da Tsubasa-Natureza rekabeti

© [unknown]

Tsubasa Ozora (Barcelona)

Türkiye’de yayınlanan orijinal seride Japonya’da Nankatsu formasıyla ortaokul çocuklarını sıraya dizen Tsubasa’nın yolu önce Brezilya’ya düşüyor. Akıl hocası Roberto’yla birlikte Sao Paulo’ya giden Tsubasa, burada kendisini çok daha zorlayan şartlarla mücadele vererek top tekniğini mükemmelleştiriyor. Bir de ezeli rakip ediniyor: “Futbol tanrısının oğlu” Carlos Santana… Ona daha sonra geleceğiz ama esas bomba şu: Tsubasa tıpkı ‘halefi’ Messi gibi Barcelona’nın yolunu tutuyor!
Seride Katalunya FC olarak geçen Barcelona’ya imza atan yıldızımıza Van Gaal’den esinlenilmiş olması kuvvetle muhtemel Hollandalı hocası, “Benim takımımda Rivaldo var. Eğer kanat oyuncusu olmayı kabul edersen A takımda olacaksın, eğer ben 10 numara kalırım dersen B takıma gidersin. Orada 10 gol, 10 asist yaptığında tekrar konuşuruz.” Tsubasa da her zamanki gibi cevabını sahada veriyor ve 3 maçta İspanya İkinci Ligi’nin altını üstüne getirip 10 gol, 10 asisti tamamlıyor ve A takıma dönüyor. Rivaldo’nun yaşadığı bir sakatlık sonrası formasını alıyor ve Barcelona 10 numarası olarak sonsuza kadar mutlu yaşıyor… Ondan da bunu beklerdik!
Hyuga, İtalya'da kendini kabul ettirebilecek mi?

Hyuga, İtalya'da kendini kabul ettirebilecek mi?

© [unknown]

Kojiro Hyuga (Juventus)

Serimizin sert 9 numarası, kralı Hyuga’yı da büyük bir Avrupa kariyeri bekliyordu elbette… Avrupa’nın en sert ligi olan İtalya’ya yolu düşen Hyuga’yı Juventus alıyor ve olaylar gelişiyor. Japonya’nın sert çocuğuyken İtalya’da sünepe muamelesi çekilen Kojiro neye uğradığını şaşırıyor, kapı gibi 2 metrelik stoperler tarafından ilk maçlarında epeyce hırpalanıyor. Doğal kuvvetine karşın sadece sağ ayağıyla şut çıkarabilmesinden faydalanan İtalyanlara karşı gaza gelen Hyuga, tıpkı Tsubasa’ya sinirlenip okyanuslara abandığı günlerdeki gibi çalışıyor, çalışıyor ve İtalya’nın önemli golcülerinden biri haline geliyor.
Şapkalı kalecimiz Almanya'da Bayern'i durduruyor

Şapkalı kalecimiz Almanya'da Bayern'i durduruyor

© [unknown]

Genzo Wakabayashi (Hamburg)

Serinin belki de en karizmatik karakteri olan, genç kızların gözdesi, kaptan gibi kaptan Genzo Wakabayashi’ye şöyle bir Real Madrid yakışırdı bence ama yıldızlarımızı Avrupa’nın dört bir yanına dağıtan senaristler ona da Almanya’yı uygun görmüşler! Japonya genç milli takımındaki hocası onu daha ergenken Almanya’ya götürüp Hamburg’da eğitime alıyor. İlk gün Alman füzeleri karşısında dayak yemişe dönen Wakabayashi’nin daha sonra Almanya’nın en iyi kalecisi olacağını zaten hepiniz tahmin ediyorsunuz. Bayern Münih’in yıldız ismi Karl-Heinz Schneider’le efsanevi bir rekabete giren Genzo, sırf bu rekabetten mahrum kalmamak adına Bayern’in yaptığı transfer teklifini reddedip Hamburg’da kalma kararı alıyor. Belki senaryo gereği kaptan Tsubasa oluyor ama o soyunma odasındaki herkes biliyor ki gerçek kaptan sensin! Seni seviyoruz Genzo.

Taro Misaki (Jubilo Iwata)

Babasının işi dolayısıyla çocukluğu boyunca oradan oraya koşturan Taro Misaki, bu kez peşinden ayrılmadığı ekürisi Tsubasa’nın izinden koşmuyor. Üstün tekniğiyle Tsubasa’nın Iniesta’sı olan Misaki, çocukluk travması olsa gerek, seyahatten bıkarak Japonya’da kalmayı tercih ediyor. Jubilo Iwata formasıyla şampiyonluk yaşayan Misaki, Ishizaki, Sawada gibi tanıdık simalarla birlikte milli takımda forma giymeyi de sürdürüyor.

Carlos Santana (Valencia)

Eğer bu hikayenin Messi’si Tsubasa ise Cristiano Ronaldo’su da şüphesiz ki Carlos Santana’dır. Kundaktayken Bahia kulübünün stadyumunun ortasına bırakılan bir bebek olan Carlos’a bu sebeple ileride “Futbol Tanrısının Oğlu” olarak seslenilecektir. Kulübün hademesi Eduardo’nun sahiplendiği Carlos, ailesini kaybettikten sonra kulüp sahibi Barsole Bara tarafından bir makine gibi yetiştirilir. Tam anlamıyla mükemmel ancak ruhsuz bir futbolcu olan Carlos Santana’nın kaderi de rakibi Tsubasa’yla tanışmasıyla değişecektir. İlk maçında Tsubasa’yı madara etmişliği olsa da daha sonra Japon yıldızla arkadaş olan Santana, Valencia’ya imza töreninde o efsanevi sözleri eder.
Muhabir: Rivaldo ile karşılaşmak için sabırsızlanıyor musun?
Santana: Hayır, Tsubasa’yla karşılaşmak için sabırsızlanıyorum. Siz hala onu tanımıyor musunuz? (O sırada Tsubasa, Barcelona B takımındadır.)
Sen de kral topçuydun Santana, boşuna “Futbol Tanrısının Oğlu” demediler. Tek şanssızlığın Tsubasa’nın devrine denk gelmendi. Cristiano Ronaldo mu demiştik?
Filmin özel karakterlerinden Misugi

Filmin özel karakterlerinden Misugi

© [unknown]

Özel Konuk: Jun Misugi (Tokyo FC)

Böyle gösterişli gösterişli Tsubasa Barcelona’ya, Hyuga Juventus’a diye anlatıyoruz ama eğer tüm serinin en yetenekli oyuncusundan bahsetmeseydik bu yazı eksik kalırdı! Kalbindeki problem nedeniyle futbol oynamasına yalnızca 15 dakika izin verilen Jun Misugi genç yaşında Japonya U-23’e asistan hocalık yapıyor. Daha sonra dayanamayıp Tokyo FC ile sahalarda boy gösteriyor olsa da biz onda Real Madrid mayası olduğunu biliyoruz. Eğer hasta olmasaydı bu serinin adı Kaptan Tsubasa değil, Kaptan Misugi olurdu!
Red Bull Winning5 ile Küçük Golcü günlerine geri dönebilir, mahalleyi o günlerdeki gibi ayağa kaldırabilirsin. Takımını topla, kaydını yaptır!

Bu haberin içinde

RED BULL WINNING5

Mahalleyi ayağa kaldır! Sokak futbolu coşkusu Red Bull Winning5 ile geri dönüyor.

TurkeyBelediye Evleri, Adana, Turkey
Etkinlik Hakkında Bilgi