Seyit Cem Ünsal: Barcelona'da forma giyen ilk Türk futbolcu.
© Red Bulll
Futbol

Barça'da Forma Giyen İlk Türk Futbolcu: Seyit Cem Ünsal

1998'de Barça forması giyerek Figo, Luis Enrique, Pep Guardiola gibi isimlerle birlikte oynayan Seyit Cem Ünsal, Yaşayan Hikayeler serimizin ilk konuğuydu. İzle!
Yazar: Mustafa Demirtaş
4 dakikalık okuma itibarıyla yayında

5 dakika

İşte Barcelona'da Forma Giyen İlk Türk Futbolcu!

1998'de Barça forması giyerek Figo, Luis Enrique, Pep Guardiola gibi isimlerle birlikte oynayan Seyit Cem Ünsal, Yaşayan Hikayeler serimizin ilk konuğuydu. İzle!

-Abi, Barcelona günlerinden kalma forma, eşofman falan var mı?
-Var tabii olmaz mı, gerçi isim yazmıyordu o zamanlar. Sadece 14 numara, getireyim mi?
-Ooo Cruyff numarası. Çok iyi olur ya…
Yaptığımız son telefon görüşmesinden sonra Kayseri Kadir Has Stadyumu’nun otoparkında onu beklemeye başladık. Aslında Kayserispor’da uzun süre forma giymemiş, hatta o beklediğimiz statta hiç maça çıkmamıştı. Ziyaretimizin asıl sebebi, adının başka bir stadyumda, Barcelona Camp Nou müzesinde yazılı olmasıydı. Nasıl bir şeydi acaba o havayı solumak, Barça formasıyla soyunma odasında oturmak, Figo’nun ortasına kafa vurmak, Guardiola’nın ara pasına koşmak…
Merak ettiğimiz şeyler çoktu, Heredot Cevdet’in etrafında kümelenen mahalle halkı gibi beklemeye başladık. Ve nihayet elinde bordo-lacivert çubuklu forması, yanında kendisiyle aynı ismi taşıyan futbolcu yeğeniyle birlikte karşımıza çıktı: Seyit Cem Ünsal, Barcelona’da forma giyen ilk Türk oyuncu.
İspanyol menajerler benim videolarımı Van Gaal’e izlettirmişler, o da beğenip beni kampa aldı.
Seyit Cem Ünsal
Van Gaal'in eski gözdesi

Van Gaal'in eski gözdesi

© [unknown]

Sayfanın en başındaki videoda kendi ağzından o müthiş macerasını dinleyeceğiniz Seyit Cem Ünsal, 1998 yılında Kore’nin bugünkü adıyla FC Seoul takımında forma giyerken, henüz 23 yaşında Barcelona’dan hiç beklemediği bir davet aldı. Elbette bizim de ilk sorumuz bu maceranın nasıl başladığıydı. “İspanyol menajerler benim videolarımı Van Gaal’e izlettirmişler, o da beğenip beni kampa aldı,” diyor eski Barcelonalı Seyit Cem. Oysa Gençlerbirliği’ndeyken İlhan Cavcav ona “Oğlum seni Kore’ye gönderiyorum haberin olsun” dediğinde, gelecekte açılacak Barcelona kapısından habersizdi.
“Ben aynı zamanda Kore’de oynayan ilk Türk futbolcuyum. Güzel yerdi ama çok yalnız kaldım. Hiç arkadaşım yoktu, dil de bilmiyorum. En sonunda bunalıp bizim konsolosluğa gittim, ‘Yahu bu memlekette benden başka Türk yok mu?’ dedim. Meğer Türk öğrenciler varmış. Tanıştırdılar, onlara kardeşim gibi sarılmıştım!”
Erzurumspor, bir yıl sonra Kore ve Barcelona! Kariyerinde çok hızlı geçişler yaşayan Seyit Cem Ünsal, artık Rivaldo’nun rakibi olacaktı. “Evet, benim oynadığım bölge, yani forvet arkasında Rivaldo vardı. Zaten basın toplantısında İspanyol gazeteciler ‘Geleceğini nasıl görüyorsun? İşin zor…’ falan demişlerdi. Ben de ‘Buraya oynamaya geldim’ dedim. Ve aslında oynayacaktım da…”
Guardiola inanılmaz bir adamdı. Sağına bakıyor, haliyle herkes oraya bakarken gidip soluna uzun pas atıyordu. Her maçında ayrı hayran kaldım.
Seyit Cem Ünsal
Evet, aslında bilinenin aksine Seyit Cem’in Barcelona’ya transfer olamama nedeni beğenilmemesi değil, Kore’deki kulübünün istediği astronomik bonservis bedeliydi. “Van Gaal beni yanına çağırdı, ‘Seni çok istiyoruz ama bonservis bedelini yüksek istediler. Maalesef seni transfer edemeyeceğiz. Ama bence kesinlikle Avrupa’da bir takımda oyna, Türkiye’ye dönme’ dedi. Dünyam yıkılmıştı. Keşke ne kadar istediler diye sorsaydım. 7 milyon dolar olduğunu duysam müdahale ederdim. Barcelona’dan 7 milyon dolar istediler sonra Trabzonspor’a 1.5 milyon dolara sattılar!”
Seyit Cem Ünsal etkileyici bir performans sergilemesine rağmen Barcelona’da kalamamıştı. Eğer o bonservis bedeli kaderiyle oynamasaydı, adını Rivaldo, Figo, Luis Enrique, Guardiola, Nadal gibi isimlerin olduğu kadroya yazdıracak, 14 numaralı formasıyla Camp Nou’ya çıkacaktı. Yıldızların adı geçmişken, “Sahi, fenomen Ronaldo o sezon satılmıştı değil mi? Sen birlikte oynayamadın?” diye soruyoruz Seyit Cem’e, içimizdeki Ronaldo aşkını tutamayarak. “Evet, maalesef o yıl Inter’e gitmişti. Brezilyalı Sonny Anderson vardı onun yerinde. Ronaldo çok acayip bir oyuncuydu, keşke biraz da olsa birlikte oynayabilseydik.”
Ama Barcelona günlerinde asıl unutamadığı yıldız Guardiola olacaktı. “İnanılmaz bir adamdı. Sağına bakıyor, haliyle herkes oraya bakarken gidip soluna uzun pas atıyordu. Her maçında ayrı hayran kaldım.” Seyit Cem, kısa ama unutulmaz serüveninde Barcelona’nın gelecekteki iki teknik direktörüyle tanışma şansını yakalamıştı: Luis Enrique ve Pep Guardiola. Ancak yine de elini sıkmak istediği bir Barçalı daha var: Lionel Messi! “Belki Barcelona'ya bir gün seyahat ederim ve orada beni Messi’yle tanıştırırlar. Sahi, ben oradayken belki de La Masia’da top koşturan çocuklardan biriydi ama farkında değildik tabii!”