Antonio Di Natale, Udinese, Gol Sevinci
© Gabriele Maltinti/Getty Images
Futbol

Küçük Takımların Büyük Futbolcuları

Yetenekleriyle, formasını giydikleri takımların içinde farklı parıldayan yıldızları hatırladık.
Yazar: Mustafa Demirtaş
4 dakikalık okuma itibarıyla yayında
Bazı maçları izlemek için futbolsever olmak yeterlidir. Ancak bazen de sadece sahadaki bir ismin yapacaklarını merak ettiğimiz için bile geçeriz o maçın karşısına. “Bu takımda iş yok ama onun için izlenir!” dedirten efsaneler vardır; oynadıkları futbolla uzun bir dönem formasını giydikleri takımların çok üzerinde olan yetenekler. Belki takımlarıyla gönül bağı kurdukları için belki de şans bulamadıkları için kalitelerine cevap verecek büyük takımlara hiç gitmediler. Ama formasını giydikleri küçük takımların büyük yıldızları oldular!
OffSite’ta bu ay, mütevazı takımların içinde bir başka parıldamış yıldızları hatırladık.

Antonio Di Natale – Udinese

12 yıllık bir Udinese kariyeri, o forma altında iki Serie A gol krallığı, 200’e yakın gol… Antonio Di Natale, İtalya’nın geç açılan ama kariyerini muhteşem seviyelere çıkaran unutulmaz forveti. Trequartista mevkisinin en iyi örneklerinden olan Di Natale, hem oyun içinde hücum girişimlerini yönlendiriyor hem de birçoğunu bizzat kendisi bitiriyordu. Kusursuz frikikleri ise onun özel sanatçılığıydı…

Kevin Phillips – Sunderland

Kısa, bitirici forvet tanımının dünya üzerindeki en iyi örneklerinden biri olan “SuperKev”, Sunderland formasını giydiği altı yıl boyunca takımının uzak ara tek yıldız futbolcusu oldu. Takımı alt ligdeyken, attığı gollerle Premier Lig’e yükselmesinde de büyük pay sahibi olan Kevin Phillips, Sunderland’den ayrıldıktan sonra da uzun yıllar futbol oynadı. Son olarak Leicester City formasını giyerken 41 yaşındaydı ve James Vardy’le birlikte fileleri sarsmaya devam ediyordu. SuperKev, 2014 yılında futbolu bıraktı.

Giuseppe Signori – Bologna

90’lar sonu, 2000’lerin başındaki Bologna’nın taktiği çok belliydi; topu bir şekilde Signori’ye getirip, gerisini ona bırakmak… İtalyan efsane, uzun saçlarını sallandıra sallandıra attığı dripligleriyle ve sol ayağıyla çıkardığı zımba gibi şutlarıyla hatırlanır. Serie A tarihinin kesinlikle “tek başına takım” tanımına karşılık verecek forvetlerinden biriydi.

Matt Le Tissier – Southampton

Onun Southampton formasını giydiği dönemlerde, takımının adına da “Le Tissier Football Club” denilse olurdu aslında. Fiziği çok da futbolcuya benzememesine rağmen, mahallenin topla en yetenekli ağabeyi edasında takımı için her şeyi yapardı. Gol de atardı, liderlik de ederdi, yaptığı hareketlerle gözleri bayram da ettirirdi… Matt Le Tissier, 90’lı yıllarda çocuk olanların unutamayacağı efsanelerden biriydi.

Juan Arango – Mallorca, Gladbach

“Daniel Guiza, La Liga gibi bir ligde nasıl gol kralı oldu?” Bu, hep merak konusu olmuştur. Birçokları bunu Guiza’nın arkasında Juan Arango gibi bir yetenek olmasına bağlar. Arango, hem Mallorca hem de Gladbach yıllarında gerçekten harikalar yarattı. Tek başına resital sunduğu maçların sayısı bir hayli fazlaydı. Hiç olmadı, 40 metreden atacağı bir frikikle de işi çözüyordu zaten. Venezuelalı, hem oynadığı milli takımla hem de kulüp takımlarıyla “küçük takımın büyük futbolcusu” tanımına en çok uyan isimlerden biridir. (Yukarıdaki golü gerçekten şaka gibi!)

Raul Tamudo – Espanyol

Evet, yine oynadığı dönemde kendi isminin takımının isminden daha ünlü olduğu biri daha. Alt yapısından yetiştiği Espanyol formasıyla La Liga’da 13 yıl boyunca yaptığı en iyi işi yaptı; bolca gol attı. Espanyol’un o dönemlerde ligde tutunma sebebi büyük ölçüde o 4-5-Raul Tamudo sistemine borçluydu. Katalan futbolcu, golün her türlüsünü atan komple forvetlerdendi. E biraz da “tilki” bir golcüydü, neden mi? Bakınız yukarıdaki gol.

Diego Tristan – Deportivo La Coruna

Golcü yokluğu çekilen günümüzde futbol oynuyor olsaydı, etiketinde minimum 40 milyon Euro yazacak bir isme geldi sıra. Çok uzun boylu olmamasına rağmen şahane kafa golleri atardı, karşı karşıya pozisyonlarda hiç affetmezdi ve bileklerine inanılmaz hakimdi. Üç, dört kişi arasından bile çok rahatlıkla sıyrılır, köşeye plasesini bırakırdı. Diego Tristan, “underrated” futbolcuların gerçekten şahı…