Chicago
© Jesus Arellanes / Red Bull Content Pool
Sosyal İnovasyon

Sürdürülebilir Kentsel Yaşamın Geleceği: 15 Dakikalık Şehirler

15 dakikalık şehir kavramı tam olarak nedir ve neden artık böyle şehirlere ihtiyacımız var?
Yazar: Red Bull
4 dakikalık okuma itibarıyla yayında
Son dönemde çok daha fazla insan evlerinde çalışmaya ve burada çok daha fazla zaman geçirmeye başladı. Bu durum birçoğumuzu eski alışkanlıklarından uzaklaştırdı ve yaşadığımız şehirler büyüyüp karmaşıklaştıkça, zorlukların ne kadar artmış olduğunu fark etmemizi sağladı. Evlerimizin yakın çevresinden çok uzaklaşmadığımız gün ve haftaların ardından birçoğumuz şu soruyu soruyor: Yaşadığımız çevre gerçekten yeteri kadar iyi mi?
Geçtiğimiz yıl boyunca dünyanın birçok büyük şehrinde trafik yoğunluğu azaldı. Trafik yoğunluğunun azalması, trafikte geçen stresli saatler ve hava kirliliğini de büyük ölçüde yok etti. Bunun sonucu olarak daha çok insan iyi bir şehir hayatı için inovatif fikirler tasarladı ve tüm büyük şehirlerin araba ulaşımının odak noktası olmadığı modern ve sürdürülebilir yaşamı destekleyecek biçimde yeniden tasarlanması için fikir birliğine vardı.
15 Dakikalık Şehir Nedir?
Son dönemde sıkça konuşulan kavramlardan biri de "15 dakikalık şehir” kavramı. 15 dakikalık şehir, insanların yaşam kalitesini iyileştirmek ve ihtiyaçlarımızı çok daha efektif biçimde çözmek için tasarlanmış bir şehir planlama modeli olarak tanımlanabilir. Kulağa ilk başta büyük bir ütopya gibi gelebilir, ancak düşününce çok mantıklı geliyor.
Bisiklet ulaşımı hem kolay hem de çevre için önemli bir ulaşım biçimi. Bisiklet sürücülerine ayrılmış bisiklet şeritleri de doğal olarak 15 dakikalık şehirlerin hayati bir bileşeni durumunda. 15 dakikalık şehir modelleri ayrıca yayalara da huzurlu bir yürüyüş için bol miktarda güvenli alan sunmalı elbette.
Güvenli ulaşım için bisiklet

Güvenli ulaşım için bisiklet

© Coast Cycles

Günlük ihtiyaçlarımızı karşılayacağımız marketler, sağlık hizmeti alabileceğimiz bir yer, parklar ve okullar gibi modern yaşam için gerekli tüm temel olanakları sadece 15 dakikalık bir yürüme, bisiklet ya da otobüs yolculuğu mesafesinde konumlandırmak, 15 dakikalık şehir kavramının temelinde yatan fikir.
Şehirlerin bu şekilde yapılandırılması, bölge sakinlerinin ulaşım için arabalara bağımlı bir hayat sürmelerini azaltmaya yardımcı oluyor. Yollarda az sayıda araba olması da şehirleri herkes için daha güvenli ve yaşanabilir hâle getirecektir.
Bir ütopya mı?
İnsanların günlük ihtiyaçlarına 15 dakika içinde ulaşabilmeleri için şehir genelinde bir altyapı oluşturmak bugün birçok şehir için çok zor. 15 dakikalık şehirler inşa etmek alıştığımız sisteme göre çok daha karmaşık bir planlama gerektiriyor ve bu altyapısı oturmuş birçok şehir için uzun soluklu bir proje demek.
Yine de günümüzde bu işleyişe çok yaklaşmış şehirler var. Amsterdam ve Kopenhag gibi şehirler bu kavramı desteklemeye yakın bir planlama içerisinde, ancak bu şehirlerin yöneticileri bile insanların yaşam kalitesini iyileştirmeye nasıl devam edebileceklerini sürekli olarak yeniden değerlendirmekteler. Amsterdam’a bakacak olursak, bu şehir bisiklet sürmek için dünyanın en iyi şehirlerinden biri diyebiliriz. Ancak Amsterdam bir gecede bu hâle gelmedi. Yıllar boyu süren kampanyalar, sürekli yapılan altyapı iyileştirmeleri sayesinde bugün herkes güvenle ve keyifle bisiklet sürebiliyor, daha temiz bir şehir havası soluyabiliyor.
Bisiklet dostu şehirler

Amsterdam

© [unknown]

15 dakikalık şehirler daha fazla insanı kısa yolculuklar için arabalarını evde bırakmaya teşvik ediyor. Dolayısıyla nüfus arttıkça bisiklet, yürüyüş ve toplu taşıma altyapısına olan talep de kaçınılmaz olarak artıyor. Bazı bölgeler bu kapasiteyi aşıyor ve artan talebi karşılamak için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.
Bu kavramı çok ciddiye alan yöneticiler de var. Örneğin Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, 15 dakikalık şehir kavramının en tanınmış savunucularından biri. Paris’i bu konsept etrafında yeniden yapılandırma planları dünyada da çok konuşuldu ve Hidalgo’nun seçim kampanyasının temel bir bileşeni oldu.
Dominik Hernler

Dominik Hernler

© Sam Strauss / Red Bull Content Pool

İleriki yıllarda da evden çalışmak ve yaşadığımız yerde çok daha fazla zaman geçirmek geleceğimizin büyük bir parçası olacak. Bununla birlikte, şehirler gitgide kalabalıklaşıyor. Dolayısıyla şehrin altyapısının sağlığımızı ve güvenliğimizi nasıl etkilediğini daha da ciddiye almaya başlıyoruz.
15 dakikalık şehir kavramı gelecekte yaygınlaşır ve çok daha fazla insan günlük hayatını daha az hava kirliliğinin ve trafik yoğunluğunun olduğu, ihtiyaçlarını hızlıca karşılayabileceği yerlerde yaşarsa, hayat hepimiz için çok daha kolay olacaktır.
Elbette kimileri 15 dakikadan daha kısa bir sürede bir şehrin altını üstün getirebiliyor. Jason Paul'la tanışın. Jason, kayıp bir cep telefonunun ardından Hamburg sokaklarında eğlenceli bir maceraya atılıyor. Hemen aşağıdan izleyebilirsin.

10 dakika

Jason Paul Telefonunu Kaybederse

Jason Paul yine imkansızı mümkün hale getiriyor ve kayıp bir cep telefonunun peşinde Hamburg'un altını üstüne getiriyor.