© Brett Hemmings
BMX
Saya Sakakibara Hayatının En Büyük BMX Yarışını Nasıl Kazandı?
Paris'ten altın madalya ile dönen Avustralyalı bisikletçi kariyerinin başlangıcını, neden bu sporu seçtiğini, günlük rutinlerini ve korkunun üstesinden nasıl geldiğini anlatıyor.
Avustralyalı bisikletçi Saya Sakakibara'nın mükemmele yakın bir performans sergilediği BMX yarışlarının en üst seviyesinde ihtiyaç duyulan beceri, güç ve anlık tepkileri göstermek bir yana, sokakta bisiklet sürmek bile bazı insanlar için yeterince zor.
Bazıları bir BMX yarışının o kadar da zor olmayacağı gibi önyargılı bir fikre sahip olsa da başlangıç noktasından bitiş çizgisine kadar neler olup bittiğine bir göz attığınızda gerçekten şaşkına dönersiniz.
Genellikle "pump track" olarak adlandırılan tipik bir BMX yarış pisti 350 ila 450 metre uzunluğundadır ve sporun en üst seviyesinde sekiz bisikletçi bir turu 30 - 40 saniye gibi kısa bir sürede tamamlar.
BMX yarışı her şeyi bir arada sunuyor ve bence bu çok heyecan verici!
"Hız, çeviklik, taktik, beceri ve tepki süresi ile insan bedeninin tümünü fiziksel olarak yakalıyor. Her şey bir arada ve bence çok heyecan verici!" diye açıklıyor Sakakibara.
Piste çıkmadan önce bisikletçilerin çok önemli bir görevi yerine getirmeleri gerekiyor: Start kapısında durdukları noktadan kendilerini mümkün olan en kısa sürede maksimum 50 km/s hıza ulaştırmak ve böylece virajları grubun önünde almak için en iyi pozisyonu elde etmek.
Başlangıç kapısı mı? Evet, sekiz bisikletçinin yarışa başlamak için hazır beklediği ve ön lastikleri ile dengede durduğu ağır metal bir çıkıntı.
Çok kısa sürede çok fazla şeyin yaşandığı, bir göz kırpmasında birçok şeyin kaçırılabileceği bir spor.
01
Başlangıç yılları
Saya Sakakibara'nın BMX ile tanışması diğer pek çok sporcu gibi aileden birinin bu spora olan takıntısı sayesinde olmuş.
"BMX'e ağabeyim Kai sayesinde başladım." diyor ve şöyle devam ediyor: "BMX'e kesinlikle takıntılıydı. Ben de küçük bir kız kardeş olarak onu örnek alıyor ve onun yaptığı her şeyi kopyalamak istiyordum."
Tüm bunlar dört yaş civarında gerçekleşmişti ve süperstar bisikletçinin kısa süreliğine spordan nefret etmesiyle ilginç bir başlangıç olmuştu. Ancak ağabeyine olan sevgisi bir kez daha baskın geldi, aylar sonra bisikletini eline aldı ve her şey yerli yerine oturmaya başladı.
Dört yaşından liseden mezun olana kadar Kai ile birlikte bisiklet üzerinde durmaksızın pratik yaptı ve bu onları dünyanın dört bir yanındaki pistlere götürdü. Bu aşamada Saya kendi kendine bunun tam zamanlı bir meslek olabileceğini düşündü ve gözünü zirveye dikti.
Sonraki yıllarda, kendi ülkesinde kadınlar arasında zirveye yükseldi ve başarıları 2019'dan 2023'e kadar global alanda podyum finişleriyle devam etti.
2024'e gelindiğinde Gold Coast'lu sporcu hayatının en büyük yarışını kazandı ve Paris'teki zorlu finalde liderliği ele geçirerek dünyanın en büyük spor sahnesinde altın madalyasını aldı.
02
Neden BMX?
Çoğu kişi için bisiklete binmek büyümenin ayrılmaz bir parçasıdır. Dört tekerlek iki tekerleğe dönüşür, destek tekerlekleri takılır ve sonra bu tekerlekler çıkar. Birdenbire daha uzağa ve daha hızlı gidebileceğimizi anlarız. Sık sık düşüşler, çürükler ve sıyrıklar olur ama hiçbir şey mahallenizde bisiklet sürerken saçlarınızda hissettiğiniz rüzgârın verdiği duyguyla boy ölçüşemezdi.
Sakakibara için bu his sürekli arttı ve gördüğümüz gibi, daha da hızlanmaya devam etti. Artık çok, çok daha hızlı!
"BMX'in en sevdiğim yanı ne kadar zorlayıcı olduğu." diyor ve şöyle devam ediyor: "Başından itibaren zihinsel ve fiziksel açıdan çok zorlayıcı. Kapıdaki sekiz kişi 350 ila 450 metrelik bir parkurdan geçiyor, bu parkur 30 ila 40 saniye içinde bitiyor ve herkes ilk sıraya yerleşmeye çalışıyor. Bu çok heyecan verici."
BMX'in en sevdiğim yanı ne kadar zorlayıcı olduğu
03
Korkular ve güçlü yanlar
Hiç kimse endişe ya da korkudan muaf değildir, en iyiler bile. Hem izleyiciler hem de katılımcılar için sporun cazibesi budur, imkansızın üstesinden gelmek!
Saya başlangıç çizgisinde hissettiği duygulardan samimiyetle bahsediyor: "Bunu yaparken kesinlikle korku hissediyorum. Yarışa hazır bir şekilde parkurun tepesindeyken kalbim küt küt atıyor. Ve evet, korku unsuru var çünkü ne olacağını bilmiyorsunuz, kaza yapabilirim, başkalarına çarpabilirim, kazanabilirim, kazanamayabilirim. Ve bence bu gerçekten heyecan verici."
Bunu yaparken kesinlikle korku hissediyorum. Yarışa hazır bir şekilde tepenin üstündeyken kalbim küt küt atıyor.
Korkunun bir güce dönüşmesi ve korkunun rakiplerinize karşı sahip olduğunuz en önemli araç haline gelmesi şaşırtıcı değil. Saya bunun pratikte kendisi için nasıl işe yaradığını şöyle açıklıyor: "Sanırım güçlü yönlerim sezondan sezona değişiyor ve bu yıl güçlü yönüm kesinlikle zihinsel tarafımdı. Kapıya her çıktığımda istikrarlı oldum, pistte en az hatayı yaptım ve elimden gelenin en iyisini ortaya koydum."
Saya'nın korkuyla yüzleşme yaklaşımını Mind Set Win podcast'inde dinleyin:
04
Rutinler ödüllendirir
Ne yaparsanız yapın, ister spor ister günlük yaşam, aynı şeyi duyacaksınız... Rutinler ödüllendirir.
Mantık basittir. Hayatta yaptığınız nispeten küçük şeylerin hepsi bir araya gelir ve her biri parça parça görünse de bir araya geldiğinde pastanın büyük bir dilimine eşittir, bu da birincilik ile ikincilik arasındaki fark anlamına gelebilir.
Sakakibara için önemli iki konu var. Birincisi her gün soğuk duş almak: "Her gün yaptığım pek çok küçük şey uzun vadede büyük bir fark yaratıyor. Bunlardan biri de sabahları soğuk duş almak. Bazen uyanıyorum ve günle ilgili biraz endişeli hissediyorum, özellikle de yarış günlerinde ve bunun gibi şeylerde. Ama o soğuk duşa girdiğimde, 'Oh, sorun değil, bunu yapabilirim, bunu yapabilirim' diyorum ve o kadar da kötü olmuyor. Bu yüzden güne başlarken bunun büyük bir fark yarattığını hissediyorum."
Diğeri ise iyileşmeye öncelik vermek ve başlangıç çizgisine geldiğinde vücudunun kazanmak için mümkün olan en iyi noktada olmasını sağlamak: "Böylece start kapısında sıraya girdiğimde yaptığım şey konusunda kendimden emin olabiliyor ve kendime güvenebiliyorum. Bence bunları iyi yapmak gerçekten çok önemli. Bu zor anlarda kendime güvenebilirim."
Bu zor anlarda kendime güvenebilirim
05
Geri dönüş
Sakakibara için her şey yolunda gitmedi, kariyeri boyunca bazıları oldukça ciddi olan sakatlıklar yaşadı. Bu sakatlıklar kazalardan, kariyerini yeniden gözden geçirmesine neden olan yarım saatlik bir beyin sarsıntısına kadar uzanıyor.
Durumu şöyle açıklıyor: "BMX kariyerlerinin sonuna doğru kaza yapmaktan, sakatlanmaktan ve bunun gibi şeylerden bıktıklarında pek çok insanın yaşadığı korkuyu benim yaşamam için çok erken olduğunu düşünüyorum bazen. Ama bunu 2019'da hissetmeye başladım, muhtemelen iki aylık bir süre boyunca ilk atlayışta üç, dört kez kaza yaptım. Ve sonra sonuncusu... Bir beyin sarsıntısı geçirdim ve yeniden kendime güvenebilme sürecim için çok uzun bir yolculuk yaptım."
Yeniden kendime güvenebilme sürecim için çok uzun bir yolculuk yaptım
Pistlere dönüşün bir parçası da her şeyin muhasebesini yapmak ve sakatlıkların ya da düşüşlerin bir seçim değil, profesyonel bir sporcu olmanın ayrılmaz bir parçası olduğunu fark etmekti. İşin iyi tarafı şu ki zorlamanın, antrenman yapmanın ve iyileşmenin getirdiği keyif bunlardan çok daha ağır basıyor.
Bu yıl Avustralyalı sporcu için iyi geçti ve hayatının en büyük yarışından eve dönerken gözünü daha da fazlasına dikmiş durumda. Artık çantasında bir altın madalya var.